Aşağıda üç ton rengi açılmış bir beyazlatma vakası görülmekte ve aşağıdaki yazıda uygulanan prosedür ile ilgili bilgi verilmektedir:

        Estetik olarak, uygulanan dişlerin rengini açma işlemidir diyebiliriz. Koyu renk 
tonu olan dişlerde kişinin moralini destekleyecek derecede bir beyazlatma yapılabilir. Dişlerin durumu ve vakanın gidişatına uygun bir teknikle beyazlatma yapmak gereklidir. Beyazlatma sonrasında bir miktar geri dönüşüm olabilir. Böyle bir durumda birkaç yılda bir bu işlemin tekrar edilmesi gerekebilir.
        Florozis (içilen sudaki florun fazla olması, mesela İsparta yöresinde bir dönem bu durum gözlenmiştir), tetrasiklin kullanımına bağlı olarak, renklendirici içecekler, sigara kullanımı gibi faktörler ile ya da genetik olarak dişlerin belirli bir koyulukta olması ile bu tablo karşımıza çıkar. Dişleri renklendiren gıdaların alınımı, sigara, çay ve kahvenin aşırı tüketimine bağlı olarak diş yüzeyinde meydana gelen dış renklenme ve yaşa, kullanılan bazı ilaçlara, yapılan diş tedavilerine bağlı olatak  iç renklenmeler olarak sınıflandırılır.

Dış renklenmeler, düzenli diş fırçalamaya rağmen oluşmaya devam ediyorsa, diş taşı temizliği ve bunu takiben polisaj (dişi parlatma) işlemi ile lekelerden kurtulmak mümkündür. İç renklenmelerden kurtulmak ise ne yazık ki basit temizlik işlemleri ile mümkün değildir. Bu renklenmeleri gidermek, hem de dişimizin doğuştan gelen sarı tona daha yakın olan rengini ağartmak için beyazlatma (bleaching) işlemi yapılmaktadır. Beyazlatma tedavisi; kişinin evde uygulayarak ya da ofiste hekim tarafından tamamlanır. Ev tipi uygulamada, hekim tarafından basit bir ölçü ile oluşturulan kalıpların içine, düşük konsantrasyonlu jel hasta tarafından yerleştirilir. Hekim tarafından bildirilen sürelerde günlük olarak uygulanır ve yine hekim tarafından belirtilen zamanda tedavi sonlandırılır. Çok ciddi renklenme olmayan bireylerde tek başına tercih edilebilir. Rutinde ofis tip beyazlatmayı takiben uygulanır. Ancak, bu tip beyazlatmayı, hastaların herhangi bir yerden kendi başına temin ettikleri, dental uygulamalarda yeri olmayan, gerek diş parlatma ürünleri gerekse diş beyazlatma jelleri olarak marketlerde sunulan ürünlerle yapılan beyazlatmayla karıştırmamak gerekmektedir.

Beyazlatma işlemi bir tedavidir ve sadece diş hekimleri tarafından uygulandığı takdirde zararsız, güvenli bir uygulama olur. Ofis tip beyazlatma ise, önceden diştaşı temizliği yapılımış, dişetlerinin sağlıklı olduğu dişlerde 30-45 dakika gibi kısa bir sürede istenen beyazlığa ulaşılabilen bir beyazlatma tipidir. Daha etkin ve konsantrasyonu yüksek bir jel ve tercihen U.V ışığı veren bir beyazlatma cihazı ile etkili beyazlatma yapmak mümkündür. Diş beyazlatma işleminin yan etkisi olarak, bazı bireylerde 24-48 saat süren hassasiyetler görülebilmektedir. Ancak hekiminizin uygulayacağı hassasiyet giderici jeller, florürür ve tavsiye edeceği hassasiyet giderici macunlarla bu durum azaltılmaya çalışılır. Dişlerde kalıcı hasar ve minede tahribata yol açmadığını bildirilmektedir. Beyazlatma işleminden sonra 1-2 hafta süre ile dişe renk verecek yiyecek ve içeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. Kahve, çay ve sigaranın yoğun kullanımı elde edilen rengin uzun dönem korunmasını tamamen engellemektedir. Bu alışkanlıkların bırakılamadığı durumlarda hem diştaşı temizliğinin, hem de beyazlatma işleminin yılda iki kere tekrarlanması uygun görülmektedir. Tamamen kişinin ağız, diş bakımına bağlı olarak 2 yıldan az olmayacak sürede beyazlık korunacaktır. Yine kişinin düzenli fırçalama alışkanlığı olması, ve her 6 ayda bir dişhekimi kontrolüne gitmesi bu süreyi daha yukarılara çekecektir. Kişinin tüm görünüşünün olumlu yönde değişmesine ve kendini iyi hissetmesine yardımcı olacak ve bu kadar kısa sürede etkisini görebileceği başka bir estetik girişimin yanında yüksek kalmayacak bir ücrete sahip olan beyazlatma tedavisinin çeşitliliği ve fiyat farklılıkları konusunda sizleri en iyi bilgilendirecek kişi diş hekiminizdir.